Türkülerin Doğuşu

3 Mayıs 1999 Elazığlılar Dayanışma Derneği Haber Bülteni / İstanbul

Kültür ve medeniyetin bir dalı olan musiki, konuşma sanatıdır. Konuşmayı melodik olarak nagmelerle ifade etmekle musikiyi meydana getirmiştir.

İnsan sesini taklit edebilmek için çalgılar (sazlar) bulunması sonucu,kulaktan kulaga türkülerimiz meydana gelmiştir.İlk çağlarda insanların ateşin etrafında toplananıp hikayeler anlatdıklarını ve eğlenip hüzünlendiklerini biliyoruz. Yaşanan çevre doğa şartları hep etken olmuştur.

Türküler yaşama şekillerini, gördüğü herhangi bir olayı,hüznü, eglenceyi, kahramanlıgı anlatmak için vesile olmuşlardır.

Türk musikisini batı musikisinden ayıran en belirgin özellik Türk musikisinde yarım sesler arasında kalan sesler kullanılmaktadır. Bu aralıklara perde kullanılarak çok zengin ses sistemi oluşmuştur. Bu türküler ruhumuza hitap edecek şekilde calınıp söylenmiştir.

Her nerede olursa olsun musikinin güzelligi fark edilir.Çinlilerin İnerede düzen, doğruluk, kardeşlik varsa orada ruhları birleştiren musiki sesleri işitilir" diye meşhur sözleri vardır. Bizim türkülerimizde de sevgi, duygu, özlem hep bir nezaket içerisinde anlatılmıştır.

Hiç yorum yok: